(Turkish) Savaşa İlişkin Tezler
Güncel çatışmada Rus Maoist Partisi (RMP), her iki taraftaki (NATO/AB ve Rusya) savaş kışkırtıcılarına karşı, Ukrayna’daki Rusya’nın emperyalist saldırısına karşı (savaş olarak bile adlandırılmasına izin verilmeyen, kötü ünlü “askeri özel operasyonu), “anti-terör operasyonu” (ATO) biçimindeki Ukrayna’daki (Ukrayna ile Donbas arasındaki) iç savaşa karşı tutarlı bir savaş karşıtı ve anti-emperyalist tutum temsil etmektedir. Görüşümüz, demokratik bir tartışmadan sonra bire karşı çoğunluk tarafından kabul edildi. İstisna olan O. idi.
1. Eğer DVR ve LPR’in Rus Federasyonu tarafından tanınması Donbas nüfusu için gerçek bir destek olsaydı, o daha 2014’de gerçekleşirdi. Oysa, destekçilerin bugün savaş karşıtlarına itham ettikleri sekiz yıllık suskunluk ve vurdumduymazlığı, tam da kendi nüfuz alanından çıkmış bulunan Ukrayna üzerine baskı uygulamak için Donbas’daki savaşı koz olarak kullanan Rus emperyalizminin hesabına kaydedildi. Rus hükümetinin Doğu Ukrayna’daki “ulusal kurtuluş hareketi” için sözde destek sözleri, aynı onun komşu devletlere saldırmayacağı, emeklilik yaşını yükseltmeyeceği vs. vaatleri gibi sahtedir. Ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını ayaklar altına almayı hedefleyen ve Rus İmparatorluğunu yeniden tesis etmeyi düşleyen bir rejim, en baştan ezilenlerin bir savunucusu olamaz (bu arada Kosova, Transdinyester, Arsakh’ın tanınmasıyla ilgili durum nedir?). Putin’in rejimi için, Donbas’daki bu kan dökülüşü ne kadar daha uzun sürerse, Doğu Ukrayna’da barışçıl bir çözüm bulmak yerine geniş çaplı bir saldırının hazırlanması ve onun komşularını suçlamak daha uygundu.
2. Sekiz yıl içinde, DVR ve LPR, gerçek halk cumhuriyetlerinden –Rus sermayesi tarafından tamamiyle hükmedilen, sadece daha radikal bir biçimde ve her şeye kadir paramiliter formasyonlarla Rus örneği doğrultusunda siyasi bir alanda– kukla oluşumlara dönüştüler. Kremlin aslında onları özgür demokratik devletler olarak değil, bilakis “gri bölgeler” olarak istiyor. Ve onların “tanınması”, Ukrayna’nın tümünü devralmak ve buna benzerine dönüştürmek özel operasyonunun parçasıydı.
3. Kremlin açıkçası bir yıldırım savaş ve sonunda Kiev’de kukla bir rejimin kurulmasını ümit ediyor. Fakat bu “Nazilerden arındırma” operasyonu işgal edilmiş topraklarda milliyetçi ve anti-Rus duyguların güçlenmesine yok açacak ve 1990’lu yıllardaki Yugoslavya’ya benzerliğe dönüşecektir. 1999 yılında NATO’nun Yugoslavya’ya girmesinin gerekçesi olarak Kosova’yı bombalayan Miloseviç rejiminin devrilmesi gerekliliği ile “haklı” gösterilmiş olması hatırlatılır. Onlar bunu hatta “insancıl” bir “müdahale” diye adlandırdılar.
4. Rus Federasyonu’na karşı yaptırımlarıyla Batılı emperyalizm, her halükârda Kiev’e “siyasi” destek vermeye karşın Ukrayna’ya askeri yardımı reddetmektedir; çünkü eğer kararlı önlemlerle açıktan açığa bir savaşın başlamasıyla köşeye sıkıştırıldığında, saldırganın nükleer konumundan ve Putin’in öngörülemeyen eylemlerinden korkmaktadır. ABD emperyalizmi ve her şeyden önce AB, muhtemelen ihtiyatlı bir bekleme ve “ılımlı” ekonomik yaptırımlarla baskı altına alınacak Kremlin’i hidrokarbon ticaretiyle ilgili olarak uzun vadede kendi koşullarıyla uzlaşıcı davranmaya zorlayacaktır. “Gazı bizim fiyatımızla Ukrayna’yı sizin idarenize bırakma değiş-tokuşu” anlamında uzun vadeye yayılı olarak görüşmelerin başlaması mümkündür. Bu ise, Ukrayna’nın böylesi bir senaryoda yeniden emperyalistler arası pazarlıklar sonucunun kurbanı olacağı demektir.
5. Şimdi Rus saldırganlığını destekleyen sollar bir yanlış yapıyorlar. Onlar, geçmiş yıllarda Donbas’daki jeopolitik katliamda sivillerin ölümüne sevinmiş bulunanların aynı hatasına düşüyorlar. Putin ve bizzat kendilerini Ukrayna’nın “gerçek” “komünizmden arındıranları” ilan eden onun kapitalist-bürokratik rejimi, şu andaki maceracıların bir başarısı hâlinde devlet olma durumunu ve egemenliği sadece bir ülkede budamakla kalmaması, aynı zamanda diğer “tarihi” bölgelerde de Rusya İmparatorluğu 2.0’ı yeniden tesis etmesi mümkündür. Bu yüzden Rus emperyalizminin “Nazilerden arındırma”ya değil, bilakis halkları köleleştirmeye ilgi gösterdiği aşikârdır. Bunun nasıl görüneceği, polis şiddeti, işkence, daha hâlâ elde kalmış bulunan hak ve özgürlüklerin budanmasının normalleştirilmesi, sansür, ulusal cumhuriyetlerin özerkliğinin darmaduman edilmesi, klerikalizmin [ruhbanlık düzeni –ÇN] kendisini kabul ettirmesi, feminizme saldırı gibi ayrımcı arkaik değerler, insan hakları hareketlerinin yok edilmesi ve aşırı sağlara göz yumulmasıyla birlikte sistematik göçmen düşmanlığının gündemde bulunduğu Rusya’daki emekçi kitlelerin durumundan okunabilir. Başka bir ifadeyle: Rus Federasyonu’nun Ukrayna’yı gerçekten “Nazilerden arındıracağı”na inanmak, şeytanın iblisle defedileceği gibidir.
6. Bugün gerçek komünistler, Kremlin emperyalizminin papağanları olmak yerine, Rusya ile Ukrayna arasında demokratik bir barış için tutarlı bir şekilde tavır takınanlardır. Kitlesel çapta bir anti-savaş hareketinin inşası, Rusya ve Ukrayna’nın emekçi insanları ve ezilen halklarını saldırganlığa karşı, despotik düzenlerin alaşağı edilmesi mücadelesinde ilerletmek için ve savaşsız, kapitalistlersiz ve ezenlersiz yeni bir dünya inşa etmek için tüm sol ve ilerici güçlerin faaliyetlerinin baş maddeleri olmak zorundadır. Fakat Kremlin’in her türden sosyal şovenist desteklenmesi Rusların yoksullaştırılmasına bir katkıdır; çünkü oligarklar yaptırımlar altında savaş yürüteceklerdir, muhtemelen insanlardan tasarruf yapacaklar; alt yapıyı budayacaklar ve bu rejimi, 70’li yıllara paralel olarak mağara çağı anti-komünizmi, işkence, farklı düşünenleri zorla kaçırma ve katletme vs. ile birlikte sağ Latin Amerika vari diktatörlüğe geliştireceklerdir.
Rusya Marksist-Leninist Platformu, 06. 03. 2022
Savaşa karşı mücadele bugün birinci planda kendi emperyalist hükümetine karşı bir mücadeledir!
24 Şubat gününün erken sabah saatlerinde Putin’in emperyalist rejimi Ukrayna’ya saldırdı! Rusya, Ukrayna ve Donbas halkları, bir yanda geleneksel ABD emperyalizmi ile AB emperyalizminin her iki emperyalist grupları arasındaki çıkar çatışmasının, diğer yanda ise yeni Rus emperyalizminin rehineleridirler. Bugün Rus bombaları Ukrayna şehirlerinin üstlerine düşüyor; Rus ve Ukraynalı askerler uluslararası tekeller veya oligarkların çıkarları uğruna ölüyorlar ve dünya küresel bir atom felaketinin eşiğinde bulunuyor.
Bu koşullar altında Rusya emekçilerini, savaşı protesto etmeye, askeri birlik ve malzemelerin başka yerlere nakledilmesini sabote etmeye ve böylece onları kararlı bir şekilde “Hayır!” demeye çağırıyoruz. Yoldaşlar, bu savaşın caniyane niteliğini tanıdıklarınıza açıklayın! Sadece bir “Donbas nüfusunun korunması için özel operasyon” ve Ukrayna’nın Nazilerden arınmasını için gerçekleştiği şeklindeki bu yalancı propagandaya inanmayın! Putin’in gerici rejimi Donezk bölgesindeki nüfusun kaderiyle ilgilenmiş olsaydı, o zaman halk cumhuriyetlerinin daha 2014’de tanınması gerçekleşirdi. Ukrayna’nın tümünde şu anda, Putin’in diktatörce rejimi altındaki bir boyun eğme görünümünü nüfusun çoğunluğu reddediyor. Rus propagandası, saldırganlığı, 2014’de Kiev’e karşı ayaklanmış olan Donezk ve Luhansk’ı desteklemek gerekliliği ile haklı çıkartıyor. Oysa bugün bunlar hiçbir şekilde sekiz yıl önce kurulmuş bulunan halk cumhuriyetleri değildirler. Donezk ve Luhansk’ta tamamen Kremlin’e bağımlı olan, dilenmeye muhtaç kukla rejime dönüşmüş bulunurken, halka yakın önderler ve komutanlar fiziksel olarak imha edildiler veya tutuklandılar. Donezk ve Luhansk nüfusunu korumak şeklindeki Rus rejiminin meşrulaştırması, çar rejiminin, saldırıya uğramış Sırbistan'ı korumak için Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda kaldığı iddiası veya NATO’nun bu yüzyılın başında, Kosova’nın Arnavut nüfusunu korumak için Yugoslavya’ya bombardıman uygulamak zorunda kaldığı gibi tam da en az o kadar gerçek dışıdır.
Bu, güncel çatışmada, desteklenmek zorunda bulunulan tarafın Ukraynalı iktidar olduğu anlamına gelmez. Şu andaki Ukrayna hükümeti diğer emperyalist grubun –ABD ve Avrupa Birliği– sadece bir kuklasıdır. Ukraynalı makamlar aynı zamanda zaten sekiz yıldır komünizmden arındırmanın siyasetini izlemektedirler ve dahası Donbas’daki isyancılara karşı mücadelede Neo-Nazi paramiliter birlikleri harekete geçirmektedirler. Ne var ki Putin’in ideolojisi, o her ne kadar Ukraynalı Nazi işbirlikçilerinin ardıllarına karşı mücadele üzerine laflarını yinelese de gerçekte kendi karşıtlarının düşünce ve pratiğinin sadece bir kopyasıdır. Putin’in “muhafazakâr ideoloji”sinin kaynağı –ve o bunu hiç inkâr etmiyor– tüm savaş sırasında SSCB’deki işgalci rejimin en iyi nasıl örgütleneceği üzerine Hitler rejimine danışmanlık yapmış bulunan, faşizmin savunucusu işbirlikçi İvan İljin’dir. Ve işgalin arifesinde Putin, kendisinin hedefinin komünizmden arındırma ve Lenin’in mirasının darmaduman edilmesi olduğunu apaçık açıkladı. Gerçekte halkları bir kan gölüne dökmüş bulunan her iki emperyalist gruplar arasında yalnızca şekilsel bir fark vardır. Bu nedenle, savaşa karşı mücadele etmek, herkesin kendi ülkesinde kendi hükümetine karşı, emperyalist savaşı bir iç savaşa dönüştürmek gerçek devrimcilerin, marksist-leninistlerin yükümlülüğüdür.
Savaşa savaş! Halklara barış! Baş düşmanımız Kremlin’de oturuyor!
Yaşasın proleter enternasyonalizmi ve uluslararası dayanışma!
Document Actions