Skip to content. | Skip to navigation

Personal tools

Navigation

You are here: Home / 2021 / (Turkish) Yaşasın Hindistan’daki Köylü, İşçi ve Emekçilerin Mücadelesi

(Turkish) Yaşasın Hindistan’daki Köylü, İşçi ve Emekçilerin Mücadelesi

ICOR-Kararı 24 Ocak 2021

 

Hintli köylüler ve diğer emekçilerin sürmekte olan protestolarını destekliyoruz. On binlerce köylü, bu kış soğuğunda, açıkta kamp yaparak parlamentoda hükümet etmekte olan BJP’nin -Hindutva-faşizmini desteklemek için partinin- himayesinde çıkarılmış bulunan üç yasaya karşı direniyorlar.

Covid-salgını kapitalist sistemin kırılganlığını ortaya çıkardı. İnsanlar her yerde umutsuz bir şekilde iş ve gelir arama çabası içindeler; sadece doğrudan bu pandemi vasıtasıyla değil, aynı zamanda bu salgının arka planındaki kapitalist siyasetin sebep olduğu ekonomik sefalet vasıtasıyla da. Bu pandemiden tek başlarına yoğun bir şekilde kâr edinenler büyük holdinglerdir. Apple, Tesla, Amazon vs.’nin hisse senetleri, işsizlik dünyanın tümünde eşit oranda tepeye fırlamışken, şimdiye kadar asla yaşanmamış zirvelere tırmandı. Birçok hükümet buna rağmen kendi iktisatları için biricik kolaylaştırılmayı, şirketlere yoğun ayrıcalıklar ve tavizler sağlayarak bu kapitalist politikanın daha fazla gerçekleşmesi ve yoğunlaştırılmasında görmektedir.

Hindistan’da da hükümet, Covid bahanesiyle işçi, köylü ve diğer emekçilerin haklarını çeşitli önlemler vasıtasıyla daha da kırpıp, kesmeyi kararlaştırdı. Bunlar sadece son olarak çıkarılan üç çalışma yasası değil, diğer dört köylü yasası, elektrik yasası ve emekçi kitlelerin ekonomik sefaletini daha da keskinleştiren ve aynı zamanda büyük holdingleri daha da zenginleştiren yasalar da dâhildir.

Bu çalışma yasaları önce içinden çıkılamaz sayıdaki çalışma yasalarının bir araya toplanması bahanesiyle uygulamaya konuldu. Gerçekte, onlar [bu yasalar-ÇN] “geçici iş sözleşmeleri”ne (daha eskiden işçiler 240 gün süren kesintiye uğramaksızın işletme mensubiyeti sonrasında kadrolu bir işe alınma ve keyfi işten atılmalar, işyerlerinin imha edilmeleri ve işletme kapatılmalarından korunma haklarına sahiptiler) izin vermektedirler. Onlar aynı zamanda sendikaları bay pas ederek anlaşmazlıkların işçiler vasıtasıyla bireysel bir şekilde uzlaştırılmasına izin vermekte ve 300’den daha az işçinin çalıştığı (daha önceleri bu sayı 100 idi) tüm işletmelerdeki işten çıkarmalara, tasarrufa gitmelere ve kapanmalara müsaade etmektedir. Bu yasalar, legal grevleri imkânsız kılmakta ve içlerinde 50’den fazla taşeron işçinin çalışmakta olduğu (bu sayı daha önceleri 20 idi) işletmelerle sınırlayarak taşeron işçilerin zaten zayıf olan korumasını daha da azaltmaktadır. Ayrıca Air İndia, BPCL (Bharat Petroleum Corporation Ltd.) gibi büyük devlet şirketleri, askeri silah fabrikaları, birçok devlet bankaları vs. özelleştirilmeye sunulmaktadır. Tüm merkezi sendikalar ve birlikler bu adımlara karşı çıktılar ve bunlara karşı bir mücadele yürütüyorlar.

Bu dört çalışma yasası meclisten çıkarıldığında, Eylül’de, aynı günde bu hükümet partisi üç köylü yasası da çıkardı. Bu kanunlarla birlikte çiftçiler için koru(n)ma (Örn., tarımsal ürünler için hükümet tarafından bir “asgari fiyatın” uygulanması; tarımsal ürünlerin ancak tartma ve fiyatın gözetim altına tutulduğu Tarım Ürünü-Pazarlama Komitelerinde pazarlanması izni; sadece belirli koşullarda sözleşmeyi yetiştirmeye izin vs. gibi). Hükümetin gerekçesi, tüm bunların sadece, tek tek çiftçinin sözleşme yapma hakkında kısıtlamalar olduğudur. Gerçekte ise bunlar köylülerin sömürüldükleri ve sözleşmeler vasıtasıyla köleliğe sürüklendiklerinin karşısındaki bir savunmadır. Bizzat 10 hektara veya daha fazlasına sahip insanların zengin köylüler olarak sayıldığı ve ortalama toprak mülkiyetinin neredeyse bir hektar tuttuğu Hindistan gibi bir ülkede böylesi yasalar felaketdir. Kısacası bu kanunlar, aynı çalışma yasalarının işçileri köleleştirmeyi hedeflediği gibi, çiftçilerin de büyük holdinglere köleleştirilmelerini hedeflemektedir. Yeni elektrik yasası da benzer tarzda Hindistan’da geçerli olan elektrikleştirme planının tüm koru(n)ma mekanizmalarını da demonte etmekte ve elektrik sektörünü özel aktörlere devretmektedir.

Tüm bu yasalar hakeza ayan-beyan anayasaya aykırıdır. Hindistan’ın federal yapısı, örneğin tarıma ilişkin yasaların sadece eyalet devletlerinin hükümetleri tarafından yapılmasına izin verilebileceğini talep ediyor. Merkezi parlamento şimdi kimi diğer maddelerdeki bir boşluğu kullanarak bu kanunları çıkarmaya çalışmaktadır. Şu da buna benzerdir: Hindistan ILO [Uluslararası Çalışma Örgütü-ÇN]-kararlarının imzalayıcısıdır; belirli iş yasalarının değiştirilmesi söz konusuysa bu üç taraflı konsültasyon (işçiler, patronlar ve hükümet) talep edilir. Bunlar apaçık zedelenmiştir. Federal devletlerin haklarının kırpılıp kesilmesi de denenmektedir ve merkezi hükümet tüm iktidarı kendi eline geçirmeye çalışmaktadır.

İşçi ve köylülerin protesto ettikleri durum işte budur. Covid 19 koşullarında, sosyal mesafe, maske takma ve hijyen önlemleri gibi resmi kurallara uyularak gerçekleşen bir dizi protesto günlerinden sonra, 26 Kasım’da ülkenin bütününde yoğun bir grev gerçekleşti. Sendikalar daha hâlâ protesto hâlindedirler ve köylülerin protestolarına katılacakları üzerine ant içtiler.

Köylülerin bu protestosu nefes kesicidir. Ülkenin çeşitli kesimlerinden yüz binlerce köylü Delhi’ye geldiler ve ulusal başkenti kuşattılar. Onlar daha hâlâ otobüsler ve traktörlerle gelmekteler ve Delhi sınırlarında kamp yapıyorlar. Birçok protesto eylemleri planlanmıştır. 13 Ocak’ta yeni köylü yasaları ve çalışma yasalarının yakılmaları sözkonusu. 16 Ocak’ta, Müslümanları bariz bir şekilde ayrıştıran, 2019 vatandaşlığın değiştirilmesine dair yasanın da protesto edileceği ülkenin tümünde azınlıkların protestoları gerçekleşecek. 18 Ocak’ta protestolarını sürdürmekte olan köylülerle kadınların dayanışma günü olacak. Hindistan’ın Cumhuriyeti’nin günü olarak Delhi’de ve Hintli federal devletlerin tüm başkentlerinde büyük bir resmi geçit ile kutlanacak 26 Ocak’ın doruk noktası olması bekleniyor. Köylüler, Delhi’nin kalbinde bizzat kendilerinin resmi geçidini yapmak için Cumhuriyet Bayramı resmi geçidinden sonra Delhi’ye yürümeye çağrı yaptılar. Hintli federal devletlerin hepsinde de böylesi resmi geçitler meydana gelecek. Buna hazırlıkta 23 Ocak’tan itibaren Hintli federal devletlerin tüm başkentlerinde protesto yürüyüşleri yapılacak. Doğrudan hükümet partisi tarafından kontrol altında tutulanlar dışındaki tüm sendikalar, bu protestoları desteklemeye çağrı yaptılar. Bir Showdown [gövde gösterisi-ÇN] yaklaşmakta. Bu mücadelede yalnızca işçi ve köylülerin hakları değil, aynı zamanda demokrasinin özü ve Hindistan halk kitlelerinin gaspçı uluslararası ve ulusal holdingler nezdindeki haklarının korunması söz konusudur.

Bizler dünya çapında tüm demokratik güçleri, bu harekete desteklerini açıklamaya çağırıyoruz. Bu, emperyalizm tarafından teşvik edilen faşizm tarafından giderek daha fazla sıkıştırılan bir dünyadaki tüm demokratik güçlerin görevidir. Hindistan’daki işçi ve köylülerin bu mücadelesine en büyük başarıyı diliyoruz.

İş, toprak, demokrasi ve sosyalizm için!

 

Document Actions