Kudüs’ten Elinizi Çekin! Filistin Kurtuluş Mücadelesi İle Dayanışma!

1) ABD başkanı Trump 06. 12. 2017 tarihinde ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını ve 2018 yazına kadar kendisinin büyükelçiliğini Tel-Aviv’den oraya taşıyacağını açıkladı. Bununla Doğu Kudüs’ün siyonist rejim tarafından ilhak edilmesinin mahkûm edildiği BM’nin 30. 06. 1980 tarih ve 478 sayılı kararı açıktan açığa ihlal ediliyor ve onun ultra gerici rolünü gösteriyor. Devletlerin hepsi o zamanlar büyükelçiliklerini geri çekmişlerdi.

Trump bu kararıyla siyonist rejimin yanında ayan beyan bir şekilde yer alıyor. Bu karar Filistin kurtuluş mücadelesi ve onunla dünya çapındaki dayanışmanın gerici bir provokasyonudur.

Bu ise 3. ICOR Dünya Konferansı’nın kapanış kararının öneminin altını çizmektedir:

“3. ICOR Dünya Konferansı, Filistin halkı ve onun devrimci güçlerinin mücadeleleri için kendisinin dayanışma ve desteğini ifade etmektedir. Bu konferans siyonizmi Ortadoğu bölgesinde ABD emperyalizminin bir koç başı olarak teşhir eder ve onun Filistin halkına karşı cürmünü mahkûm eder.”

2) ICOR, İsrail’i destekleyen ve siyonist hükümetin politikasına karşı kendi ülkelerindeki eleştiri ve protestoları antisemit olarak dışlayan ve ezen emperyalist ülkeleri mahkûm eder. Anti-semitizm keza siyonizm gibi Ortadoğu halklarını ve özellikle de İsrail ve Filistin emekçilerini birbirlerine düşürmeye yönelmiş bulunan ırkçı bir ideolojidir.

3) Çeşitli gerici Arap rejimleri ve kendi ülkesinde Kürt halkını ve her türden demokratik muhalefeti ezen faşist Türk Erdoğan rejiminin, Filistin halkına bedelini ödeterek kendi güç çıkarlarını gerçekleştirmek için şimdi Trump’ın kararını protesto etmeleri demagojiktir.

4) Trump’ın bu kararı Filistin anlaşmazlığının adil bir çözümüne karşı doğrudan yönelmektedir. Onun bu kararı ile bağlantı içinde ABD emperyalizminin iki devletli bir çözüm için aslında hâlâ açık bulunduğundan söz etmesi sahtekârlıktır. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasına dair şimdiki bu karar siyonist rejimin ezme ve işgal siyasetinin gerçekten bir pekiştirilmesidir.

Filistin sorununun adil bir çözümü uzun vadeli olarak ancak Kudüs’ün başkent olduğu birleşik, demokratik ve özgür bir Filistin’de mümkündür. (Geçici) bir “İki devletli çözüm” opsiyonu hakkında ICOR içinde de çok farklı görüşler vardır.

5) İsrail hükümetleri Filistin halkı karşısında saldırgan, faşistçe bir siyaset izlemektedirler. Bundan tam 30 yıl önce Filistin halkının 1. İntifadası başlamıştı. İsrail, terör komandoları, askerî harekâtlar ve savaşlar vasıtasıyla kanlı baskınlara rağmen Filistin halkının direnişini kırmayı ve yenmeyi başaramadı. Filistin kurtuluş mücadelesi ve onun yaydığı etki emperyalist düzene karşı mücadelede Ortadoğu’daki gelişme için önemli bir faktör ve uluslararası sınıf mücadelesinin ve emperyalistler arası çelişkilerin yakıcı bir noktasıdır.

Filistin’de ulusal ve sosyal kurtuluş uğruna mücadele ile dayanışma!

Emperyalizme, siyonizme, antisemitizme, Arap gericiliğine ve faşizme karşı!

Yaşasın Ortadoğu halklarının mücadelesi!

Yaşasın proleter enternasyonalizmi!

Barış, halkların dostluğu – Sosyalizm için mücadele!