Skip to content. | Skip to navigation

Personal tools

Navigation

You are here: Home / 2012 / Kurultay günleri -II- (in turkish: 7th International Automotive Workers Council - Day 2)

Kurultay günleri -II- (in turkish: 7th International Automotive Workers Council - Day 2)

by TIKB, 20 May 2012

Otomotiv sektörüne ilişkin işçilerin dayanışmasına yönelik hazırlanan dünya raporu Otomotiv İşçileri Kurultayı'nın koordine grubu tarafından okundu.


Rapor'da özetle şu noktaların altı çizildi:

Dünyada yaklaşık 10 milyon otomotiv işçisi çalışıyor. Ayrıca yan sanayinde milyonlarca işçi çalışıyor. Taşeron kiralık firmalarda çalışan otomotiv işçileri var. Bu durum otomotiv tekellerini rahatsız ediyor. Nedeni bu gücün birlikte hareket edip ve birleşmesi.

Krizde 2009 yılında 521 bin 500 işçi işini kaybetti. Bu istatistiklere aileler ve çocuklar dahil değil. Diğer ülkelerde ise yeni fabrikalar açıldı. Otomotiv sektöründe işçi sayısı (toplamda) arttı. Daha çok dayanışma bağı kurdular. Sınırları aşan bağlar kurdular.

Tekellere karşı üstün güç olabilmemiz için gücümüzü birleştirmemiz ve mücadelemizi koordine etmemiz zorunlu. Otomotiv işçileri dünyanın gidişatına ve tarihine etki yapmalı. Sektörün yeniden yapılanması uluslararası sanayi proletaryasını oluşturdu. Bunlar aynı standartlarla çalıştırılıyor. Aynı zamanda birlikte mücadele etme gerekliliğini büyütüyor.

İşçi birliğinin sınırları aşan bir boyuta geldiğine değinildi. Dünya çapında işçi, kadın, genç ve halk hareketi birleştirilmeli. Otomobil İşçileri Kurultayı oluşturulduğundan bu yana bu mücadeleyi koordine etmede büyük adımlar attılar. Bunun başka örnekleri olarak: Uluslararası TOYOTA Kampanyası, Venezüella'daki 1. Dünya Kadın Konferansı, hazırlıkları süren 1. Uluslararası Maden İşçileri Konferansı. Asya'daki taban ücreti girişimi. Faşist rejimlere karşı demokrasi ve özgürlükler mücadelesi. Gelişen uluslararası çevre hareketi. ICOR'un kuruluşu. ICOR ile ILPS'nin ortaklaşa yürüttükleri nükleer santrallerin kapatılmasına yönelik çalışmalar. Bununla önemli deneyimler kazanıldı.

Krizin bizim değil tekellerin olduğu vurgulandı. Egemenler bu sorunlarını çözecek gibi görünmüyor. Kaç defa G8, G20 toplantıları yapıldı. Buna karşı mücadele yüksetildi. İspanya'dan Yunanistan'a, Arap ülkelerinden Tunus'ta Mısır'da gördük.

Asya otomotiv sektöründe şimdi Çin başı çekiyor. Otomotiv sektörünün büyüdüğü yeni ülkeler oluştu. 2010 yılında artık Asya 1 numaraya geçti. En çok otomotiv Asya'da üretiliyor. 2000 yılında Kuzey ABD, Batı Avrupa ve Japonya dünya üretiminin yüzde 85'ni yaparken (bu oran) 10 yıl sonra yüzde 41.6'ya düştü. Yeni yükselen ülkeler ise Çin, Hindistan,Türkiye, Brezilya ve Meksika. (Buralarda) büyük işletmeler açtılar. Spekülasyona dayalı üretim kapasitesini yükselttiler. Bu arada önceden yapılan birleşmeler çözüldü; şu an ise yeni birleşmeler söz konusu. Daimler-Chrysler'in işi bitti. Daimler Renaut, GM-PSA, Fiat-Chrysler birlikte hareket ediyorlar ve etmek istediklerini açıkladılar.

Dünya ekonomik ve mali bunalımı halen çözülmedi ve yeni bir kriz bekleniyor.

Dünya Raporu'nun sunumundan sonra ikinci konu olarak çevre sorunları işlendi: Kapitalizmde çevre sorununun kesinlikle çözülemeyeceği, tekellerin yeşil üretimi dillendirdiklerini fakat bunun çevre sorununu çözmeye kesinlikle yetmeyeceği vurgulandı.

Son olarak, sınıf işbirliği, sosyal demokrasinin ve sağcı sendikaların dilenmelerine değinildi: "'Gelecek kimin' sorusunu yanıtlamak gerekir. Kadınlar, gençler, işçiler, çevreciler hep birlikte hareket etmek zorundayız. Buna iyi bir perspektif kazandırarak birlikte hareket ettiğimiz zaman biz kazanırız."

Saat 14:30-18:00 arasında, uluslararası boyutta taşeronlaşma, çalışma ortamında kadın, mobbinge karşı mücadele, sendikal hareketler üzerine atölye çalışmaları yapıldı. Devrimci Proletarya ve DSB temsilcileri olarak bizler, dünya genelinde taşeronlaşma üzerine yapılan çalışmaya katıldık.

Sunumu Fransa'dan CGT sendika temsilcisi yaptı. Sunumunda şunları vurguladı:

Biz antikapitalistler içindeyiz. Özellikle taşeronlaşmaya karşı çalışmalarımız var. Aynı zamanda kağıtsızlarla da çalışıyoruz. Otomotiv sektörü krizle birlikte yeni bir dönüşüm yaşadı. Artan sömürü, artan üretim karşısında ücretler düşürüldü. Düşürülen ücretler patronlara bir hareket (alanı) yarattı. Taşeron firmalarda müthiş bir artış oldu. Firmalar yaygın bir şekilde taşeron firmalarla çalışmaya başladılar. Bunun sonucu taşeron işçilerde sayısal olarak bir patlama yaşandı. Üretimdeki dalgalanmaları karşılamak için taşeron işçiler kullanıldı. Taşeron işçiler kötü koşullarda ve güvencesiz olarak çalıştırılıyorlar. Bizim sendikamız taşeron işçiliğe karşı mücadele ediyor. 2001 yılında Renault firması taşeron işçi almaya çalıştı, bu işçileri hiçbir yasal kağıt işlemi yapmadan almak istedi. Sendika olarak bunun yasal olmadığını belirttik ve buna karşı çıktık. İşyeri bundan dolayı bu işçileri kadrolu olarak almak zorunda kaldı.

İkinci olay 2005 yılında Lyon'da yaşanmıştı. Yaklaşık 2 bin 500 işçi taşeron olarak çalıştırılıyordu. Sendikamızın verdiği mücadele sonucu firma bu işçileri sözleşmeli olarak almak zorunda kaldı. Burada sendikaların tutumu önemli. Mücadeleci sendika olursa işçinin haklarını savunan sendikalar olursa kazanım sağlanır.

Document Actions